Türkiye'de Turizm Algısı ve Yerli Turistin Tercihleri Üzerine.
Son 1 yılda yaşanan terör saldırıları, darbe girişimi, Suriye iç savaşına sıcak temasta bulunmamız, Rusya uçak krizi, büyük elçi suikasti vs. gibi durumlar neticesinde Türkiye'ye gelen yabancı turist sayısında yoğun bir düşüş yaşandığını hepimiz biliyoruz.
Biraz mevzuyu cincinli hale getirmek için TURSAB(Türkiye Seyahat Acentaları Birliği)'nin web sitesindeki sayısal değerlere göz attım. 2016 yılının ilk 11 ayı ile ilgili yayınlanmış olan verilere göre, 2015 yılının aynı döneminde ülkeye 34 milyon 774 bin 841 turist gelmişken, 2016 yılında bu sayı %30.85 oranında düşmüş ve 24 milyon 50 bin 56 sayısına gerilemiş. Bu gördüğünüz gibi çok yoğun bir düşüş ve ekonomiye olan etkisi tahminlerin çok üzerinde olan bir seviye.
Başka bir istatistiğe göre ise 2016 yılının ocak-kasım döneminde Türkiye'ye ziyaretçi gönderen ilk 15 ülkeden 3'ünde artış görülürken, 12'sinde düşüş görülmüş. Çizelgeye bir göz atalım;
Buradan da görüleceği gibi Avrupa ve Balkan ülkelerinde düşüş gerçekleşirken başta İsrail olmak üzere birkaç orta doğu ülkesinde de artış olmuş.
istatistiki verilerle biraz zihnimizi hızlandırdığımıza göre artık başlığımızla ilgili bir şeyler geveleyebiliriz.
Dün Turizm Bakanı Nabi AVCI bir açıklama yaparak yerli turiste erken rezervasyon çağrısında bulundu. Açıklamasına göre amacı henüz sezon başlamadığı için fiyatı uygunken yerli turisti avantajlı tatile yönlendirmekmiş gibi görünse de, bence asıl amaç geçen sezonu Rusya krizi sebebiyle boş geçiren turizmciye 2017 sezonu başlamadan destek olmak ve yerli turisti yaz gelmeden ülkeye bağlayabilmekmiş gibi görünüyor.
Turist patlaması yaşanan dönemlerde turizmciler sizin de bildiğiniz gibi yerli turiste çok afedersiniz köpek çekiyordu. Yerli turiste ihtiyaçları olmadığı için, çoğu zaman yabancı turistten daha pahalıya kakaladıkları paketlerle günlerini gün ediyorlardı.
Geçtiğimiz yıl siyasi arenada yaşanan durumlardan dolayı turizm gelirlerinin düşmesi sonucu turizmciler, "yerli turist" diye bir şeyin var olduğunu nihayet hatırladılar. Yerli turisti sahillere çekebilmek için indirimler, kampanyalar falan yapmalarını bekliyorduk ki... Sonuç ne mi oldu? Hiçbir indirim ve kampanya yoluna gitmemeyi tercih ettiler. Tamam bu maliyet vs. gibi konulardan dolayı diyelim ki anlayışla karşılansın. Ama bu da yetmedi, Cumhurbaşkanına "yerli turiste vize zorluğu ve türlü yasaklar getirilmesi" çağrısında bulundular.
Bakın yerli turistin yurt dışına çıkmasını engelleyin ve onları kucağımıza yollayın, yabancıdan alamadığımızı onlardan alalım demek değil de nedir bu çağrının amacı? Biz de evimizde oturmuş, "yahu turist gelse de memleket döviz kazansa" diye düşünüyoruz... Yazık bu millete yazık.
Temmuz ayında Hürriyet Gazetesi yazarı Melis Alphan "Niye Alaçatı'da kazıklanalım? Aptal mıyız?" isimli bir yazı kaleme aldı. O yazıyı okuduğum gün aynı soruyu ben de sordum kendime; BİZ APTAL MIYIZ? O gün gördüm ki, Turizm bir özen/itina işi. Bu işe sadece para gözüyle bakan, turisti yolunacak kaz gözüyle gören insanların yetiştirdiği kadrolarla bir adım dahi ileri gidemeyiz. Yunanistan'a giden herkesin memnun kalmasını başka nasıl açıklayabiliriz? Yunan hayranlığı mı? yok daha neler...
Sözü en başa çeviriyorum. Görüldüğü üzere bizim turizmciler hala akıllanmamışlar. Geçen sene ne diyorlarsa, bu sene hala aynı kafadalar. Hala yerli turiste devasa kampanyalar yapmak yerine, yazın olur da yabancı turist yine gelmezse (ki böyle giderse gelmeyecek) şimdiden en azından elimizde ne olacağını görelim, ona göre hareket edelim derdindeler. Siyasiler de bu konuya, turizme destek olmak adına alet oluyorlar, çünkü işin bu aşamaya gelmesinde doğrudan veya dolaylı olarak onların da parmağı var. Yani bir suçluluk psikolojisi.
Bence bu sene de biz Melis Alphan'a kulak verip turizmciyi cezalandıralım. Bu sayede onlar da bu sektörde neler yapılması gerektiğini, yerli turistin kokmaz bulaşmaz bir nimet olduğunu anlayabilirler. Naçizane fikrim budur. Rakamlar, veriler ortada. Turizmci bizi düşünmüyorsa, bizim milli duygularla turizmciye destek olmamız ne kadar doğru olur?
Bekleyip görelim demeyeceğim, harekete geçip görelim diyorum.
Şimdiden iyi tatiller.
Bu da geçen seneden bir haber, bakın neler olmuş;
Yorumlar
Yorum Gönder
Düşüncelerinizi akıcı ve anlaşılır bir dille ifade etmeye özen gösteriniz. Küfür ve kötü söz kullanmayınız.