Neden çoğunlukla tüm ibadetlerimizi yerine getirmesek de Kurban ibadetini pas geçmeyiz?
Bu konu her zaman yoğun eleştirilere maruz kalmış bir
konudur. Adam dinin zorunlu ibadetlerini yerine getirmiyor fakat, kurban
kesmekten hiç vazgeçmiyor, hem de” farz olmayan bir ibadet”[1]
olduğu halde. Diye düşünür ve eleştiride bulunuruz. Aslında bu durumun muhtelif
sebepleri olabilir. Yani salt et ihtiyacı, kendi kestiği hayvanın etinin
temizliğinden emin olma, sağlıklı koşullarda sağlandığını teyit etme gibi
birçok sebeple kurban kesiyor olabiliriz. Ben bu kez bu sorunun acaba farklı
bir yanıtı olabilir mi?’yi arayacağım. Acaba bu tavrımızın kaynağı çok
eskilere, atalarımıza dayanıyor olabilir mi? Sorusunu ortaya koyacak ve yorumu
size bırakacağım. Tabi esinlendiğim kaynağı da sizlerle paylaşmak koşuluyla.
Öncelikle eski Türklerin göçebe topluluklar olduğunu hepimiz
biliyoruz. Göçebe topluluklara ait en önemli özelliklerden biri ise, yerleşik
olmadıkları için tarım yapmamaları, daha çok hayvancılık aracılığıyla
geçimlerini sağlamalarıdır. İşte can alıcı nokta; “hayvan yetiştiricisi göçebe
topluluklar olan Türklerde en eski ibadet usulünün kanlı hayvan kurbanından
ibaret olduğu anlaşılmaktadır.”[2]
Bunun dışında tarımla ilgilendikleri dönemlerde tabii ki kansız kurban, tanrıya
eldeki tahıllardan sunma, havaya saçma vs. gibi ibadetler de uygulanagelmiştir.
Velhasıl, atalarımız bu kanlı kurban konusunda her daim ısrarcı olmuşlar ve her
koşulda bu ibadeti yerine getirmişlerdir. Çünkü ellerinde Tanrıya
sunabilecekleri en değerli varlık, kendi yetiştirdikleri ve yaşamlarını onun
aracılığıyla idame ettikleri hayvanlarıdır. En değerli gördükleri varlıklarını,
Tanrının kendilerine sunduğu nimetlere şükür anlamında kurban etmekteydiler.
“Kanlı kurban usulü Hunlar ve Göktürklerde ve öteki Türk
boylarında da devam etmiştir. Bu nedenle de denilebilir ki, geleneksel Türk
dininde ve hatta genel olarak Türk dindarlığında ibadetin en daimi tezahür
biçimlerinden biri kanlı kurban olmuştur.”[3]
Anlaşılan o ki, tüm diğer ibadet ritüellerini pas geçme
seçimini gerçekleştiriyor olsak da, sanıyoruz ki atalarımızdan kalma bir kan
çekme durumu sebebiyle, kurban ibadetinden vazgeçemiyoruz. Tanrıya en çok böyle
yaklaşabileceğimizi düşünüyor, ibadetlerin kendi aralarındaki etki hiyerarşisi
Tanrı tarafından belirlenmiş olsa da, biz yine de Atalardan kalma bir duyguyla
kurban ibadetine farklı bir anlam yüklüyor olabiliriz. Acaba öyle mi? Bir düşünün
bakalım.
Kaynakça
Günay, Ü.,
& Güngör, H. (1998). Türk Din Tarihi. Kayseri: Laçin Yayınları.
[1] Kurban
farz değildir. http://www.sorularlaislamiyet.com/qna/9203/kurban-kesmek-neden-farz-degildir.html
erişim tarihi: 13.12.2015
Yorumlar
Yorum Gönder
Düşüncelerinizi akıcı ve anlaşılır bir dille ifade etmeye özen gösteriniz. Küfür ve kötü söz kullanmayınız.